Türkisch | Englisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | pazar günleri | on sundays adv. | ||
Mother bakes cookies on Sundays. Anne pazar günleri kurabiyeler pişirir. More Sentences |
Türkisch | Englisch | |
---|---|---|
General | ||
General | cumartesi ve pazar günleri dışındaki resmi tatil | bank holiday n. |
General | sadece pazar günleri yayımlanan gazete | sunday paper n. |
Insurance | ||
Insurance | pazar ve tatil günleri hariç | sundays and holidays excepted expr. |
Religious | ||
Religious | (roma katolik kilisesi'nde) pazar günleri ve kutsal günlerde düzenlenen bir dini tören | vespers n. |
Religious | dini açıdan pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyet | servile work n. |
Religious | pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetlere ait | servile adj. |
Religious | pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetler ile ilgili | servile adj. |
Religious | pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetleri oluşturan | servile adj. |
Religious | pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetleri ifade eden | servile adj. |